Ülkenin coğrafi güzelliklerini izleyerek yapmış olduğum hiç de sıkıcı olmayan bir yolculukla Kwai Köprüsüne ulaştım. Kwai köprüsü filminin meşhur müziği kulaklarımda, ve Tayland'a gelmeden tekrar izlediğim Kwai Köprüsü filminin bende bıraktığı etkiyle köprünün bulunduğu yerdeym.
Mutluluk mu yoksa 2. Dünya savaşının insanlık tarihinde yer edinen üzücü olaylarının etkisi mi bilmem, ama burada olmanın bana heyecan verdiği ve iyi ki gelmişim dedirten bir yer. Tayland'a sürekli gelip de Kwai Köprüsüne gelmeyen birçok gezgin olduğunu da biliyorum.
Köprü öyle tarihi bir köprü değil, beton üzerine demir bir köprü, zaten savaş sırasında orjinal olan yıkılıyor sonra bu köprü yapılıyor. Aman ben orjinal değilse gezmem demeyin, mutlaka gelin.
Kwai Köprüsü |
Köprünün hemen yanındia Jeath Savaş Müzesi var, savaş sırasında burada yaşanan kıyımı en iyi anlatan müze. Jeath, Japanese, English, Australian, American, Thai ve Holland'ın baş harflerinden oluşmakta. Müzede 2. Dünya savaşında kullanılan silah ve bombalar, köprü yapımında çalışan insanların çektiği eziyeti anlatan canlandırmalar mevcut. Buradayken Çanakkale'de ki şehitlerimiz ve yaşadıkları zorluklar aklıma geliyor, derin bir nefes alıp zalimlere lanet okuyarak köprüye doğru yavaş yavaş yürüyorum.
Kwai Köprüsü Gezi Treni |
Köprüyü ister turistik bir trenle isterseniz yürüyerek dolaşabilirsiniz, Kwai Köprüsünün, üzücü hikayesinin dışında muhteşem bir manzarası var. Köprünün ortasında nehir etrafındaki ahşap yapılara bakıp birkaç dakika kendimle yalnız kalıp manzarayı izledim.
Kwai Köprüsünden Nehrin Görünümü |
Nehrin karşı tarafında gördüğüm büyük Budist Tapınağına da uğruyorum. Tapınakta dua edenleri fazla rahatsız etmeden dolaşıyorum. Bir de aşağıdan köprüye bakmak ve nehrin suyuna dokunmak isteğimden nehir kenarına gidiyorum.
Kwai Köprüsü ve Jeath savaş müzesini gezdikten sonra, Kaplan Tapınağına gitmek için yola koyuldum. Kaplan Tapınağına giderken sade giyinmeyi tercih edin ve mutlaka fotoğraf makineniz yanınızda olsun.
Kaplan Tapınağının giriş kısmı |
Kaplan Tapınağına saat beşten önce gelmeye çalışın eğer saat beşte halen orada olursanız sizi bir de sürpriz bekliyor olacak.
Tiger Temple oldukça büyük bir alana yayılmış bir yer. Burada her ülkeden gönüllü gençler çalışabilmekte. Giriş kısmında etrafta yürüyen birçok başıboş hayvan görüyorum. İlk başta biraz garip gelmiyor değil, çünkü böyle etrafta hemen yanınızdan geçen atlar, geyikler, domuzlar, mandalar (göremediğim başkaları) beni şaşırttı.
Tapınak normalde doğadaki hayvanların korunması için düşünülmüş. Buraya getirilen kaplanlar koruma altında olan kaplanlar. Dünyada nesli tükenmekte olan kaplanlardan burada yetkilerden öğrendiğim yüze yakın kaplan varmış. Bu yüzden önemli de bir işlevi var.
Kaplan Tapınağına yürürken |
Kaplan gezdiren gönüllüler |
Tiger Temple ismini duyunca sakın kaplanlara tapıldığını düşünmeyin öyle bir durum söz konusu değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder